“ER”DEMİN CİNSİYETİNE DAİR
Türkçe “erdem,” Arapça “fazilet,” İngilizce “virtue” ve Latince “virtus” kelimesinin ilginç ve toplumsal cinsiyeti içinde barındıran aynı zamanda dildeki ataerkil yapıyı da ortaya koyan bir mantığı var.  Latince kökü itibariyle İngilizce “virtue” kelimesi bir kişinin ahlaki iyiliğini ifade eder.  Bu anlamda  ilk bakışta, sıfat olarak kullanıldığında hem kadın hem de erkek için geçerli görünen bir anlamı ifade eder “virtuous.”   “Şer” ya da kötülüğün zıddıdır.   “Virtue” kelimesi İngilizceye Latinceden “virtus” dan, o da “vir” kelimesinden türetilmiştir --ki “erkek” anlamına gelir—erkek için geçerli sayılan bir iyilik anlayışını ortaya koyar.  Dahası Ernout-Meillet’e göre, “virtus” “vir”den gelmekte olup “iktidar” ve “şiddet” anlamlarını içermektedir. Eski dönemlerde toplumsal değerlerin doğası gereği, “virtus” “savaşçı olmayı” ve “cesareti” öngören  anlamında anlambilimsel daralma içeriyordu.  Ve Leo Strauss’un ifadesiyle “erkeğin erkekliği” anlamına gelen bu kelime İngiliz diline “kadının iffeti” anlamında kullanılmaya ço sonradan başlandı. Öte yandan Türkçe “erdem” kelimesi de Latincedekine benzer bir anlamda Arapça “fazilet”i karşılamak üzere kullanılan “er”lik yani erkeklik anlamını içermektedir.  
                Erdem kelimesinin kadim anlamında aslında normatif ve ahlaki değer anlamındadır. Bu açıdan bakılınca, bir kalemin güzel yazması, bir motorun güzel çalışması, yani herhangi bir şeyin maksadına binaen yaptığı işi güzel yapması bir normatif erdem olduğu gibi, akletmek, iffet, izzet, tasarruflu olmak, ihtiyatlı olmak da ahlaki erdemler olarak karşımıza çıkmaktadır.  Eski Yunan kültüründe erdem “mutad mükemmellik” anlamında idi erdem. Ve her zaman aynı kalite ve standarda olan uygulamaları ifade ediyordu. Duruma göre değişkenlik arzeden erdemler erdem sayılmıyordu. 
Kültürlerde ortak  unsurlar bulunmasına rağmen her kültür erdem saydığı özellikleri kendi ihtiyaçları, hayat ve sonrası algılamaları, birey-birey toplum, birey-çevre ve birey-tanrı eksenlerine oturturlar ve buna göre şer saydıklarını da cezaya, mesela hapis, ölüm, sürgün ve dışlama yoluna giderler. Genelde Batı’da kabul gören dört ana erdem vardı: adalet, cesaret, ihtiyatlı ya  da tedbirli olma ve mülayim olmak.  Hristiyanlıkla bunların sayısı çeşitlerek ve artarak “dini erdem” olarak ortaya çıkmıştır: İman, ümit, hayırseverlik, aşk/tanrı aşkı,  
“Korintliler” de ortaya çıkan bu erdemler İsa eksenli bir ilahiyat nazariyesi ortaya koyuyor ve aslında tanrı ve insan sevgisini dengelemesi gerekirken Tanrıya ve tanrıya hizmet ettiği iddiasında olan Kliseye ve mensuplarına bir sevgiye dönüşmüş ve insanı özellikle de kadınları dışlayan bir anlayışa dönüşmüştür.  
                Öte yandan M.Ö. beşinci yüzyıldan beri değişerek gelişen Budizm ekollerinde erdemler (“sila”) sekizdir.  Bunlar 1) Doğru bakış açısı; bunun için bireylerin dört asil hakikatın farkında olmaları gerekir.  2.) Doğru niyet; samimi olmak. 3) Doğru değerler; akli ve ahlaki değerlere denge içinde bağlılık. 4) Doğru konuşma; yani bireylerin rencide etmeden, abartmadan ve hakikatı ifade ederek konuşmaları gereklidir. 5) Doğru davranış; toplumunun lehine olarak, toplumun ahlaki, akli sağlığına uygun tavırlar ortaya koymak. Canlılara zarar vermemek. Yapılan işlerden ya da mesleğinden dolayı bireylerin doğrudan ya da dolambaçlı olarak kendi yaşamına hem de başkalarının yaşamlarına zarar vermemesi gerekir. 6) Doğru çaba; her çaba bireyin kendini ve başkalarını geliştirmeye yönelik olmalıdır. 7) Feraset; doğru ve temiz bir bilinçle eşyayı aklıyla muhakeme ederek algılama. 8) Doğru tefekkür; benlik duygusunun yok olduğu ve bireyin ışığa ulaştığı durumdur.[1] 
                Uzak Doğu kültürünün bir unsuru olan Samuray değerlerinde samuraylı bir askeri sınıfın uzantısı olduğu için değerler de buna göre oluşmuştur. Samuraylığın el kitabı olan Hagaruke’de Yamamoto Tsunemoto erdemler yemin şeklinde şöyle sıralamaktadır:  Samuraylı yolundan asla dönmemek, Efendine yararlı olmak, ebeveyne evlada yaraşır şekilde davranmak, insana büyük şefkat gösterip insanlık hatırına davranışlar sergilemek.  Buna göre, dört yemini her sabah , “tanrılar ve Budalar”a  vakfeden adam iki adam kuvvetinde olur ve asla ricat etmez.  
                Erdemlerin oluşmasında kültürlenmenin etkisi büyüktür.  Aileden başlayan etkiler, okul ve çevre etkilerine kadar erdemlerin azalması artması, genişlemesi, daralması, tefsir ya da tevil edilmesi şeklinde olur. Bireylerin erdemleri büyük oranda içinde yaşadıkları toplumlarının yansımalarıdır, ama bu tamamen örtüşecekleri anlamına da gelmez.  Bireysel erdemleri basitçe tasnif etmek gerekirse,
1)      Ahlaki erdemler: hayır-şer, iyi-kötü, ahlaki-ahlaksız, yanlış-doğru, meşru-gayr- ı meşru vb. tanımlar.
2)      Estetik erdemler:güzel, çirkin, dengesiz, hoş vb. tanımlar.
3)      Doktrine erdemleri: siyasi, ideolojik, dini, toplumsal değerler ve inançlar.
4)      Fıtri erdemler: doğmak, yaşamak vb. tartışmalı sınıf. 
Batı kültüründe var olduğu sayılan değerler sisteminin bir listesi aşağıdadır: 
acceptance 
altruism 
appreciation 
assertiveness 
autonomy 
awareness 
balance 
being beautiful in spirit 
charity 
chastity 
cleanliness 
commitment 
compassion 
confidence 
consciousness 
continence 
cooperativeness 
courage 
courteousness 
creativity 
critical thinking 
 cunning 
curiosity 
dependability 
detachment 
determination 
diligence 
discipline 
empathy 
endurance 
enthusiasm 
excellence 
fairness 
faith 
fidelity 
focus 
foresight 
forgiveness 
fortitude 
freedom 
free will 
friendliness 
 generosity 
happiness 
helpfulness 
honesty 
honour 
hopefulness 
hospitality 
humility 
humor 
idealism 
imagination 
independence 
innocence 
integrity 
intuition 
inventiveness 
justice 
kindness 
lovingness 
loyalty 
mercy 
moderation 
 manners 
modesty 
morality 
nonviolence 
nurturing 
obedience 
openness 
optimism 
patience 
peacefulness 
perfection 
perseverance 
piety 
potential 
prudence 
purposefulness 
respectfulness 
responsibility 
restraint 
sacrifice 
self-awareness 
 self-discipline 
self-esteem 
self-reliance 
self-respect 
sensitivity 
sharing 
sincerity 
spirituality 
sympathy 
tactfulness 
temperance 
tolerance 
trustworthiness 
Truth 
truthfulness 
understanding 
unselfishness 
wisdom 
Bir kaynaktan aldığım bu erdemlerin kendi içinde çelişkili olanları açıkça bellidir.  Bu çelişkilerin bir kısmında kullandığım kaynak, bir kısmında da Batı diye ifade edilen değerler sistemini oluşturan Yahudi-Hristiyan ve Grek-Latin kültür damarlarının kendi içindeki çatışmaları yatmaktadır. Ayrıca burda yer alan değerlerin büyük bir kısmı da zaten diğer kültür içinde “değer” olarak yer alabilmektedir.  Yani zaten sırf Batıya has değildirler. 




 
0 comments:
Post a Comment