rss
email
twitter
facebook

Monday, November 23, 2009

Erdemin Cinsiyetine Dair

“ER”DEMİN CİNSİYETİNE DAİR

Türkçe “erdem,” Arapça “fazilet,” İngilizce “virtue” ve Latince “virtus” kelimesinin ilginç ve toplumsal cinsiyeti içinde barındıran aynı zamanda dildeki ataerkil yapıyı da ortaya koyan bir mantığı var.  Latince kökü itibariyle İngilizce “virtue” kelimesi bir kişinin ahlaki iyiliğini ifade eder.  Bu anlamda  ilk bakışta, sıfat olarak kullanıldığında hem kadın hem de erkek için geçerli görünen bir anlamı ifade eder “virtuous.”   “Şer” ya da kötülüğün zıddıdır.   “Virtue” kelimesi İngilizceye Latinceden “virtus” dan, o da “vir” kelimesinden türetilmiştir --ki “erkek” anlamına gelir—erkek için geçerli sayılan bir iyilik anlayışını ortaya koyar.  Dahası Ernout-Meillet’e göre, “virtus” “vir”den gelmekte olup “iktidar” ve “şiddet” anlamlarını içermektedir. Eski dönemlerde toplumsal değerlerin doğası gereği, “virtus” “savaşçı olmayı” ve “cesareti” öngören  anlamında anlambilimsel daralma içeriyordu.  Ve Leo Strauss’un ifadesiyle “erkeğin erkekliği” anlamına gelen bu kelime İngiliz diline “kadının iffeti” anlamında kullanılmaya ço sonradan başlandı. Öte yandan Türkçe “erdem” kelimesi de Latincedekine benzer bir anlamda Arapça “fazilet”i karşılamak üzere kullanılan “er”lik yani erkeklik anlamını içermektedir. 
                Erdem kelimesinin kadim anlamında aslında normatif ve ahlaki değer anlamındadır. Bu açıdan bakılınca, bir kalemin güzel yazması, bir motorun güzel çalışması, yani herhangi bir şeyin maksadına binaen yaptığı işi güzel yapması bir normatif erdem olduğu gibi, akletmek, iffet, izzet, tasarruflu olmak, ihtiyatlı olmak da ahlaki erdemler olarak karşımıza çıkmaktadır.  Eski Yunan kültüründe erdem “mutad mükemmellik” anlamında idi erdem. Ve her zaman aynı kalite ve standarda olan uygulamaları ifade ediyordu. Duruma göre değişkenlik arzeden erdemler erdem sayılmıyordu.
Kültürlerde ortak  unsurlar bulunmasına rağmen her kültür erdem saydığı özellikleri kendi ihtiyaçları, hayat ve sonrası algılamaları, birey-birey toplum, birey-çevre ve birey-tanrı eksenlerine oturturlar ve buna göre şer saydıklarını da cezaya, mesela hapis, ölüm, sürgün ve dışlama yoluna giderler. Genelde Batı’da kabul gören dört ana erdem vardı: adalet, cesaret, ihtiyatlı ya  da tedbirli olma ve mülayim olmak.  Hristiyanlıkla bunların sayısı çeşitlerek ve artarak “dini erdem” olarak ortaya çıkmıştır: İman, ümit, hayırseverlik, aşk/tanrı aşkı, 
“Korintliler” de ortaya çıkan bu erdemler İsa eksenli bir ilahiyat nazariyesi ortaya koyuyor ve aslında tanrı ve insan sevgisini dengelemesi gerekirken Tanrıya ve tanrıya hizmet ettiği iddiasında olan Kliseye ve mensuplarına bir sevgiye dönüşmüş ve insanı özellikle de kadınları dışlayan bir anlayışa dönüşmüştür. 
                Öte yandan M.Ö. beşinci yüzyıldan beri değişerek gelişen Budizm ekollerinde erdemler (“sila”) sekizdir.  Bunlar 1) Doğru bakış açısı; bunun için bireylerin dört asil hakikatın farkında olmaları gerekir.  2.) Doğru niyet; samimi olmak. 3) Doğru değerler; akli ve ahlaki değerlere denge içinde bağlılık. 4) Doğru konuşma; yani bireylerin rencide etmeden, abartmadan ve hakikatı ifade ederek konuşmaları gereklidir. 5) Doğru davranış; toplumunun lehine olarak, toplumun ahlaki, akli sağlığına uygun tavırlar ortaya koymak. Canlılara zarar vermemek. Yapılan işlerden ya da mesleğinden dolayı bireylerin doğrudan ya da dolambaçlı olarak kendi yaşamına hem de başkalarının yaşamlarına zarar vermemesi gerekir. 6) Doğru çaba; her çaba bireyin kendini ve başkalarını geliştirmeye yönelik olmalıdır. 7) Feraset; doğru ve temiz bir bilinçle eşyayı aklıyla muhakeme ederek algılama. 8) Doğru tefekkür; benlik duygusunun yok olduğu ve bireyin ışığa ulaştığı durumdur.[1]
                Uzak Doğu kültürünün bir unsuru olan Samuray değerlerinde samuraylı bir askeri sınıfın uzantısı olduğu için değerler de buna göre oluşmuştur. Samuraylığın el kitabı olan Hagaruke’de Yamamoto Tsunemoto erdemler yemin şeklinde şöyle sıralamaktadır:  Samuraylı yolundan asla dönmemek, Efendine yararlı olmak, ebeveyne evlada yaraşır şekilde davranmak, insana büyük şefkat gösterip insanlık hatırına davranışlar sergilemek.  Buna göre, dört yemini her sabah , “tanrılar ve Budalar”a  vakfeden adam iki adam kuvvetinde olur ve asla ricat etmez. 
                Erdemlerin oluşmasında kültürlenmenin etkisi büyüktür.  Aileden başlayan etkiler, okul ve çevre etkilerine kadar erdemlerin azalması artması, genişlemesi, daralması, tefsir ya da tevil edilmesi şeklinde olur. Bireylerin erdemleri büyük oranda içinde yaşadıkları toplumlarının yansımalarıdır, ama bu tamamen örtüşecekleri anlamına da gelmez.  Bireysel erdemleri basitçe tasnif etmek gerekirse,
1)      Ahlaki erdemler: hayır-şer, iyi-kötü, ahlaki-ahlaksız, yanlış-doğru, meşru-gayr- ı meşru vb. tanımlar.
2)      Estetik erdemler:güzel, çirkin, dengesiz, hoş vb. tanımlar.
3)      Doktrine erdemleri: siyasi, ideolojik, dini, toplumsal değerler ve inançlar.
4)      Fıtri erdemler: doğmak, yaşamak vb. tartışmalı sınıf.


Batı kültüründe var olduğu sayılan değerler sisteminin bir listesi aşağıdadır:
acceptance
altruism
appreciation
assertiveness
autonomy
awareness
balance
being beautiful in spirit
charity
chastity
cleanliness
commitment
compassion
confidence
consciousness
continence
cooperativeness
courage
courteousness
creativity
critical thinking
 cunning
curiosity
dependability
detachment
determination
diligence
discipline
empathy
endurance
enthusiasm
excellence
fairness
faith
fidelity
focus
foresight
forgiveness
fortitude
freedom
free will
friendliness
 generosity
happiness
helpfulness
honesty
honour
hopefulness
hospitality
humility
humor
idealism
imagination
independence
innocence
integrity
intuition
inventiveness
justice
kindness
lovingness
loyalty
mercy
moderation
 manners
modesty
morality
nonviolence
nurturing
obedience
openness
optimism
patience
peacefulness
perfection
perseverance
piety
potential
prudence
purposefulness
respectfulness
responsibility
restraint
sacrifice
self-awareness
 self-discipline
self-esteem
self-reliance
self-respect
sensitivity
sharing
sincerity
spirituality
sympathy
tactfulness
temperance
tolerance
trustworthiness
Truth
truthfulness
understanding
unselfishness
wisdom
Bir kaynaktan aldığım bu erdemlerin kendi içinde çelişkili olanları açıkça bellidir.  Bu çelişkilerin bir kısmında kullandığım kaynak, bir kısmında da Batı diye ifade edilen değerler sistemini oluşturan Yahudi-Hristiyan ve Grek-Latin kültür damarlarının kendi içindeki çatışmaları yatmaktadır. Ayrıca burda yer alan değerlerin büyük bir kısmı da zaten diğer kültür içinde “değer” olarak yer alabilmektedir.  Yani zaten sırf Batıya has değildirler.

0 comments:

Post a Comment